1000 yıldan daha uzun bir süre önce, Kanada ormanlarının Athapascan halklarının torunları olan Navajo, güneye büyük bir göç başlattı. Kuzenleri Apaçiler ile bu Kızılderililer, 13. yüzyılda güneybatı Amerika Birleşik Devletleri’ne yerleştiler. Zaten orada bulunan Kızılderililer, Pueblos, o zaman onlara toprağı işlemeyi öğretti. Navajolar, tarihleri ve seyahatleri boyunca oldukça özel bir maneviyat, sanat ve sosyal organizasyon geliştirdiler.

Dineh olarak bilinen Alaska Yerlilerinin ataları, muhtemelen bölgeye iki ayrı yerleşim dalgası halinde göç ettiler. Birkaç bin yıl önce Asya’dan Bering Boğazı’nı geçtiler. Dineh sekiz ana gruba ayrılır. Eyak, Haydas, Tlingits, Inupats, Yupiks, Aleuts, Tsimshians ve Athabaskans. Bu grupların orijinal dillerinin Çin-Tibetçe olma olasılığı yüksek. Önemli iklim değişikliğine neden olan şiddetli volkanik patlamaların ardından, Athabascanların büyük bir kısmı Kanada’nın kuzeybatısından güneye göç etti. Şimdi Vancouver ve Washington Eyaleti olan yere yerleştiler. 1300 civarında, ikinci bir göç dalgası Kanada’da kalan ana gruptan ayrılarak güneybatı Amerika Birleşik Devletleri ve kuzey Meksika’ya yöneldi. Bunların arasında Apaçiler ve Navajolar da vardı.

GÜNEYE GÖÇ VE SEDENTARİZASYON

Bu göç dalgası, daha önce Anasazilerin yaşadığı bir bölgeye yerleşti. O zamanlar bölgede zaten yerleşim vardı. Comanches, Utes, Pueblos ve Paiutes bölgeyi işgal etti. İlk değiş tokuşlar zordu, aslında Navajolar o zamanlar küçük barışçıl bir kabile olarak bilinmiyordu. Bölgede yağmacı ve yağmacı olarak hızla ün kazandılar. Uzun bir süre batı Teksas, güney Utah, Arizona, New Mexico ve kuzey Meksika arasındaki bölgeyi dolaşarak Pueblo köylerini yağmaladılar ve Comanches ve Utes ile savaştılar. Ancak, Pueblos ile temas halinde, sonunda toprağı işlemeyi öğrendiler. Bu keşif onları 16. yüzyılda İspanyolların daha sonra “Apacheria” olarak adlandıracakları bir bölgeye kesin olarak yerleşmeye itti. Sonraki yüzyılda, Navajolar, büyük ölçüde çiftçilik ve avcılığa dayalı bir ekonomiye sahip, barışçıl bir pastoral halk haline geldi. Daha sonra çevredeki halklarla “barışçıl” olarak tanımlanabilecek bir arada yaşamaya başladılar.

SOSYAL ORGANİZASYON

Navajo’lar elliden fazla gruba bölünmüştür ve onların akrabalık biçimleri kadınlar tarafından aktarılır, buradaki klanlar da anasoyludur. Klan üyeleri, kendi klanlarının bir üyesiyle evlenmemeli, hatta çıkmamalıdır. Bu nedenle, temel sosyal birim, üyeleri çok çeşitli sorumluluklara sahip geniş bir ailedir. Cinsiyet açısından, Navajo dört farklı tür olduğunu düşünür: kadınlar, erkekler, kadınsı erkek ve erkeksi kadın. Bu nedenle, etnologlar onu çağdaş toplumsal sorularımızla karşılaştırmanın uygunsuz olacağına işaret etseler bile, Navajo’ların bu soru üzerinde çok özel bir vizyonu vardı. Habitatları açısından, Navajolar hoganlarda yaşıyordu. Hoganlar, ahşap çerçeveden yapılmış, toprakla kaplı, tepesinde duman deliği ve giriş görevi gören dar bir kapalı geçit bulunan konik evlerdir. Beton ve fiber çimento evlerin aksine, temel nitelikleri yazın serin, kışın sıcak kalmasıdır.

SANAT VE MANEVİ

Navajo maneviyatı esas olarak ” hozho ” adı verilen uyum kültüne dayanmaktadır. “Hozho” durumu sağlık, güzellik, düzen ve uyum ile ilgilidir. Navajolar tarafından sürekli aranır. Hasta, hastalığının nedenleri ne olursa olsun, Navajolar arasında “hozho” dengesini bozan kişi olarak kabul edilir. Bunu gidermek için, bu hastaları iyileştirmeye yönelik birçok tören, bir şarkıcı olan ” hataali ” tarafından yapılır. Bu, “hasta kişinin” uyumunu kaybetmesine neden olan duruma göre hareket eder. Navajo maneviyatı, zaman zaman insan ilişkilerine müdahale eden bir dizi tanrıyı da içerir. Bunlar arasında özellikle bir kötülük alegorisi olan “Coyote” vardır. İnsan türünü bir mısır başağından yaratacak olan “Coyote” dur. Navajo sanatına gelince, her şey maneviyatla bağlantılıdır. Özellikle geometrik desenli ve parlak renkli battaniyelerde veya bakır takılarda ve hatta tedavi amaçlı geçici kum resimlerinde olduğu gibi çoklu görsel temsillerle ifade edilir…